6 Haziran 2012 Çarşamba

GÜZELLİK BAKIM ESTETİK HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER!!


Anti-Aging kremler şu anda piyasadaki en popüler bakım ürünleri. Birçoğu gözenek ve porlarınızı düzenleyebileceklerini, ince çizgi ve kırışıklıklarınızı giderebileceğini iddia ediyor. Aslına bakarsanız, hiçbir anti-aging krem, daha genç görünmeniz ve yaşlanma sürecinizi yavaşlatma konusunda mucizevi bir fark yaratmaz. Buna rağmen, kendinize uygun ve doğru bir anti-aging ürün seçerseniz, çok daha fazla fayda sağlayabilirsiniz.
Nemlendirme Gücü :
Öncelikle anti-aging kreminizin cildinize ihtiyaç duyduğu nemi sağladığından emin olun. Çok az nem veren bir krem cildinizi yeterince besleyemez, tam tersi aşırı nemlendirme de fazla yağlı görünen bir cilde ve bu nedenle de akneye sebep olabilir. Eğer kullandığınız krem kaşınma, kuruma ya da yağlanmaya neden oluyorsa yeni bir krem seçmeniz gerekiyor!
En Az 15 SPF Faktör :
Dikkat etmeniz gereken ikinci nokta, kreminizin, cilt tipiniz ve içinde bulunduğunuz sezon için yeterli güneş koruma faktörü (SPF) içermesi. Bu sayede cildiniz zararlı ultraviyole ışınlarından korunacaktır. Bu güneş ışınlarının kırışıklara ve lekelere neden olduğunu unutmayın. En az 15 SPF içeren bir krem seçin.
Antioksidan ve Vitaminlerle Kırışıklıklardan Kurtulun :
Kreminizde antioksidan ve vitaminler bulunmasına özen gösterin. Antioksidanlar, cildin oksidasyonunu, yani yaşlanmayı yavaşlatır ve daha genç bir görünümü destekler. En iyi bilinen antioksidanlardan biri KoEnzim Q 10′dur. Kreminizin vitaminler (özellikle de E ve A vitaminleri) açısından zengin bir içeriğe sahip olması da çok önemli. Bu vitaminler cildin elastikiyetini ve beslenmesini destekler. Bu da var olan ince çizgilerin kırışıkların hafiflemesini sağlar, yenilerinin oluşmasını engeller.
Her Yaş için Anti-Aging Öneriler :
Yirmili yaşlardaysanız ya da daha gençseniz, anti-aging’e yaklaşımınız önlem almak yönünde olmalı. Öncelikleriniz, her gün düzenli olarak güneş koruyucu sürmek ve mineral su bazlı, cildinize uygun bir nemlendirici kullanmak olmalı. Otuzlarınızdaysanız anti-aging rutininizi genişletmelisiniz. Güneş koruyucuya ek olarak sıkılaştırıcı, antioksidan ve vitamin içeren bir nemlendirici seçmeniz daha doğru olacaktır. Eğer yaşlanmak niyetinde değilseniz, düşük dozlarda botoks ve mezoterapi uygulamalarına başlamanızı öneriyorum. Kırklarınızdaysanız; yukarıdaki uygulamalara ek olarak iki senede bir monopolar radyofrekans yaptırarak, ellili yaşlara geldiğinizde dolgu uygulaması ve yüz gerdirmeye bile ihtiyaç duymayabilir, bu sayede olası bir cerrahi müdahaleyi da daha ileri yıllara atabilirsiniz.
Cilt Tipinize Göre Bakım Yapın :
Cilt bakımının, temizlik (kirden arındırma), soyma (derinlemesine temizlik), nemlendirme ve güneşten koruma olarak dört temel basamağı vardır. Bu basamakları uygulamaya başlamadan önce cilt tipinizi ve cildinizin o anki durumunu bilmeniz gerekir.Cildiniz yağlı mı, normal mi, karma mı, yoksa kuru mu? Hassas ya da genüşten zarar görmüş durumda da olabilir. Cilt tipinizin değişkenlik gösterebileceğini ya da farklı cilt tiplerinin kombinasyonu olabileceğini unutmayın. En uygun ürünü seçebilmek için, doktorunuzdan yardım almalısınız.
Her Zaman Basitten Yana Olun :
Bu hazırlık aşamasından sonra, cilt bakımının ilk adımına geçebiliriz. Temizlik konusunda her zaman basit düşünmeye odaklanın. Tonikler, cilt bakımında çok konuşulan bir ürün grubu. Eğer size hissettirdiği ferahlığı seviyorsanız kullanın. Yine de benim size önerim, her zaman basitten yana olmanız. Örneğin, cilt ve makyaj temizleme toniği olarak gül suyu kullanırsanız, gözeneklerinizin daha iyi göründüğünü fark edeceksiniz. Yüz yıkama jeli olarak da, basit bir ürün seçip bol ılık su ile kullanmanızı öneriyorum. Cildinize uygun bir temizleyici seçin ve eğer cilt tipiniz değişiklik göstermiyorsa, ürününüzü sık sık değiştirmeyin. Gün boyunca makyaj, hava kirliliği, havalandırmalar gibi bir çok etkene maruz kalan cildimiz için temizlik çok önemli.
Doğru Seçimler :
Eğer cildiniz çok yağlı ve akneye yatkın değilse sabun tarzı temizleyicilere yönelmeyin çünkü bunlar cildinizi aşırı kurutabilir. Krem ve jel tarzı yüz temizleyicileri daha iyi bir seçim olabilir. Temizlik aşamasını su olmadan da yapabileceğiniz “sür ve sil” tarzı kremler olsa da ben porları düzenlemesi ve kirden arındırması için mutlaka yıkama içeren bir ürün kullanmanızı öneriyorum. Tabii ki makyaj temizleyiciniz için durum farklı olabilir ancak yazın cildinizin daha hassas olduğunu ve bu nedenle ağır makyaj yapmamanızı ve basit bir pudra dışındaki ürünleri kışın kullanmanızı öneriyorum. Yüzünüzü yıkarken ılık su kullanmanızda önemli bir nokta, asla sıcak ve soğuk su kullanmayın. Bu kılcal damarlara zarar vererek dolaşımı azaltabilir.
Temizlikte Aşırıya Kaçmayın :
Aşırı temizlik, cildinizin daha hızlı kuruyup hassaslaşmasına neden olacaktır. Eğer cildinizde incelme, hassasiyet, kaşınma ya da kızarıklık fark ederseniz mutlaka doktorunuza başvurun.
Daha Canlı ve Parlak Bir Cilt İçin :
Cildi ölü hücrelerden arındırmak, haftalık cilt bakım rutininizde bulunması gereken basamaklardan biri. Unutmayın, erkeklerde cilt sarkmasının ve lekelenmenin daha az görülmesinin, ciltlerinin daha nemli olmasının en önemli nedenlerinden biri, her gün traş olarak aslında soyma işlemini gerçekleştirmeleri. Haftalık yapılan düzenli soyma işlemi, uzun vadede cildinizin daha nemli ve parlak olmasını sağlar ve yaşlanma sürecini (hücreleri yenileme yönünde uyararak) geciktirir. Retinoik asit türevleri, kimyasal peeling ve mikrodermabrazyon gibi birçok farklı yolla basit soyma uygulamaları yapabilirsiniz. Cilt yüzeyinde ki ölü hücreler temizlenecek ve cildiniz daha canlı bir görünüm kazanacak. En basit ve rahat uygulayabileceğiniz yöntem mikrodermabrazyon. İnce granüller içeren jeller ve kremler bu konuda iyi bir seçim olacaktır. Birçok markada bulabileceğiniz bu ürünlere para verirken çekinmeyin, çünkü haftada bir ve yalnızca çok az miktar harcayacağınız ürünler olduğundan, uzun süre dayanacaktır. Özellkle büyük granüllü ürünler seçmemeye özen gösterin.Bunlar cildinizin tahriş olmasına neden olur.
Pahalı Kimyasal Peeling’lerin Yerine :
Pahalı kimyasal peeling’lere ayıracak vaktiniz ve bütçeniz yoksa, doktorunuzdan A vitamini türevleri olan retinoik asitler içeren bir krem önermesini isteyin. Bu krem çok kısa sürede cilt renginizi düzenler, kolajen üretimini destekler ve cildinizin gençleşmesine yardımcı olur. Retinoik asit türevleri ciltte mucizeler yaratabilir. Eğer aşırı güneş görüyorsanız bu tarz uygulamaları sonbahara bırakın.
Hassas Bölgeler :
Göz altı bölgesi, ağız çevresi, dudaklar ve boynunuzun çok daha ince yapıda bir epiderme sahip olduğunu unutmayın. Kimse süper genç görünen bir yüzde içeri kaçmış dudaklar ya da olduğundan daha büyük görünmesine neden olan bir boyun, dekolte bölgesine sahip olmak istemez. Bu bölgelerin yağ dokusu aynı göz altında olduğu gibi çok azdır ve yaşlanma belirtilerinden çok daha kolay etkilenirler. Bu yüzden bu bölgeler için tasarlanmış anti-aging ürünler cilt bakım rutininizin vazgeçilmezi olmalı.
Güneşten Yaz Kış Demeden Korunun :
Kırışıklıkların ve cilt lekelerinin en önemli nedeni güneştir.Ben hastalarıma kışın, hatta hava kapalıyken bile güneş koruyucu kullanmalarını öneriyorum. Sabahları nemlendiricinizin üstüne en az 15 SPF içeren bir güneş koruyucuyu ve iki saatte bir tazeleyin. Eğer makyaj üstü uygulama istiyorsanız sprey tarzı bir güneş koruyucu kullanmanızı tavsiye ederim.
Yüzünüz Her Gece Temizlenmeyi Hak Ediyor :
Gece yatmadan önce yüzünüzü yıkamamak, cildinize yapabileceğiniz en büyük kötülüklerden biri. Makyaj, günlük ter, kir, yağlanma ve çevresel kirler cilt problemlerinizi arttırabilir. Makyajını bile temizlemeden uyuyan kadınlar, gözeneklerini kapatarak ciltlerinin erken yaşlanmasına neden olduklarının farkında değiller. Ama unutmayın, erken yaşlanma makyajla bile kapatamayacağınız bir kusurdur!
Uykunuzu Alın :
Geceleri uyku sırasında gençlik hormonu ve cilt düzenleyici olan Melatonin salgılanır. Az uykuyla genç kalmayı beklemeyin.Üç gün boyunca kapatmadığınız bir bilgisayar bile ne hale geliyor düşünün, üstelik bizler makine de değiliz.
Cildiniz Elastikiyetini Kaybettiyse :
Ciltteki elastikiyt kaybının en önemli nedeni kolajen azalmasıdır. Eğer kayıp yalnızca mimik bölgesindeyse dolgu uygulaması yeterli olur. On beş dakika süren uygulama ile altı ay ile bir sene süre sürecek sonuçlar elde edilir. Kolajen kaybı yüzün genelindeyse, mezolift tedavisi ile ciltte gençleşme ve sıkılaşma sağlanır. İşlem yaklaşık otuz dakika sürer ve oluşabilecek basit morluklar sadece 1-2 günde geçer.
Yüz Hatlarınız Aşağı Doğru Sarkıyorsa :
Eğer yüzdeki kolajen kaybı çok belirginse ve sarkma başladıysa, cildin kolajen üretimini tetiklemek gerekir. Bunun için en uygun teknik nonopolar radyofrekans uygulaması. Monopolar radyofrekans uygulaması, cerrahi bir müdahele gerektirmeden ve anestezi yapılmaksızın, göz kapakları, yüz, karın, kol, bacak ve el gibi vücut bölgelerinde uygulanarak cildi sıkılaştıran, daha düzgün görünmesine ve hatların belirginleştirilmesine yardımcı olan bir sistem. İşlem sırasında cildin derin katmanlarında bulunan kolajen açıdından zengin doku uyarılır. Uyarılan kolajen zaman içerisinde yenilenerek cildin görünümünü iyileştirir, sıkılaşmasını sağlar ve sarkmaları azaltır. Uygulama yaklaşık bir saatte tamamlanır. Tek seanstır ve yeterlidir. Elde edilen etki, uygulanan bakıma bağlı olarak iki yıla kadar devam eder.
İleri Yaşlardaki Sivilce ve Aknelerden Kurtulun :
İleri yaşlarda çıkan akne, genel itibariyle hormonal bir bozukluğun veya karaciğer yağlanmasının sonucu olabilir.Bu nedenle ileri derecede tetkik gerektirir.
Genetik Göz Altı Morluklarının da Çözümü Var :
İyi bir uyku ve sağlıklı böbrekler, sağlıklı göz altlarının da anahtarıdır. Bu nedenle alkol alımını azaltmanızı, yeterli su içmenizi ve düzenli uyumanızı öneririm. Genetik göz altı morlukları için kliniklerde uygulanan kimyasal soyma ve mezoterapiden de memnun edici sonuçlar alabilirsiniz.
Su İçmek İçin Susamayı Beklemeyin :
Susuz kalmak, baş ağrısı,enerji düşüklüğü ve yorgunluğun yanı sıra eklem ve kas ağrılarına sebep olur, organlarınız ve cildiniz daha hızlı yaşlanır. Yaşlandıkça susama mekanizması bozulur, çay, kahve gibi içecekler susamanızı azaltır ama susuzluğu arttırır.
Kocaman Dudaklara Hayır :
Abartılı, doğal olmayan hatlar istemiyorsunuz. O halde öncelikle kalıcı dolgulardan kaçının. Hyalüronik asit türevlerinin bir çözücüsü, silgisi mevcut, bu nedenle yapılan uygulamayı geri çevirmek mümkün, ki en güvenilir olanı da bunlardır. Ancak kalıcı dolgu maddelerinde bu söz konusu değil. Hiçbir konuda aceleci davranmayın. Bir an da kocaman dudaklara sahip olmak yerine, azar azar miktarlarda uygulama yapmakta yarar var.
Dolgu Maddelerinin İlginç Kullanım Alanları :
Bana göre dolgu malzemelerinin en ilginç kullanım alanı, kulak memesinde ağır küpe kullanmaya bağlı sarkmalar için uygulanan enjeksiyonlar. Ayrıca çene şekillendirme de inanılmaz güzel sonuçlar verebiliyor.
Aklınızda ki tüm sorunların çözümlerini, korunma yollarını, geç kalınmış bakımlar için kurtarma taktiklerini de aldığımıza göre; artık kendimizi ve cildimizi önemseme zamanı.
Bu yazı netten alıntıdır ayrıca bir doktorun röportajından alıntıdır.
sevgiler:)

2 yorum:

pembe fiyonk dedi ki...

faydalı, arşivlik bilgiler:)

Zülal Ateş dedi ki...

blogunu yeni kesfettim, super faydalı bilgiler:) paylasım icin tesekkurler...

blogdaki Chanel cekilisime beklerim:) http://bit.ly/LhPm25

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...